Rapor alan sigortalıyı işverenin SGK ya bildirmemesi halinde İdari para cezası verilebilir mi ?

  Son günlerde bir çok işverene “ işçinin raporunu kuruma bildirmedin “ gerekçesi ile çeşitli miktarlarda idari para cezaları tebliğ edilmektedir. Bu rapor tarihleri ise çok eski yıllara dahi dayandırılmaktadır.

              Bu para cezalarının gerekçeleri incelendiğinde SGK şunu demektedir ;

1-İşçinin rapor aldığında bana bu dönemde çalışıp çalışmadığını bildirmek zorundasın.

2-Bu bildirimin yapılmaması kanunda 102. Maddede para cezası ile cezalandırılmıştır.

             Konuyu 5510 ayılı yasa ve kurumun genelgesi gereği inceleyelim…

             Öncelikle 5510 sayılı kanunda böyle bir zorunluluk var mıdır ?  Yasayı incelediğimizde Genel sağlık sigortası uygulamasını hükme bağlandığı maddelerinde bu konuda işverene hiçbir mükellefiyet yüklenmemiştir. Bu yasanın uygulamasını düzenleyen  Sosyal Sigorta  İşlemleri Yönetmeliğinde de sigortalının hastalığı nedeniyle aldığı rapor belgesinin kuruma sunulacağına dair hiç bir yükümlülük düzenlenmemiştir.

             Böyle bir yasal zorunluluk yoktur diyoruz , çünkü kurumun bu konudaki cevabı bu şekilde…

             Bir danışanımıza bu konuda 2018 yılındaki bir işçisinin raporu nedeniyle verilen 1.014.75-TL idari para cezası nedeniyle 15 günlük yasal süresi içinde kuruma itiraz yolunu önerdik. İtiraz edildi.

            Şirket Avukatlarımızın yaptığı itiraza SGK ünite itiraz komisyonu “bu uygulamanın Kanunun 5510 sayılı yasanın 100 üncü maddesi kapsamında yapıldığı” açıkça yazılmıştır.

           30 yıllık sosyal güvenlik hukuku tecrübem ile büyük bir şaşkınlıkla bu cevabi yazıyı tekrar tekrar okudum. İnanamadım. Çünkü; 5510 sayılı yasanın 100. Maddesi  ;

           “Bilgi ve belge isteme hakkı, bilgi ve belgelerin Kuruma verilme usulü” başlıklıdır.

 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındaki kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişilerin Kurum tarafından kişilerin sosyal güvenliğinin sağlanması, 6183 sayılı Kanuna göre Kurum alacaklarının takip ve tahsili ile bu Kanun kapsamında verilen diğer görevler ile sınırlı olmak üzere istenecek her türlü bilgi ve belgeyi sürekli ve/veya belli aralıklarla vermeye, bilgilerin verilmesini düzenlemektedir.

           Bu madde kapsamında ilgili kişi, kurum ve kuruluşlar Kurumun belirleyeceği süre içerisinde söz konusu talebe cevap vermek ve gereken kolaylığı göstermekle yükümlüdürler.

           Bu maddenin uygulanması ile ilgili usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.

           Bu madde gereği çıkarılan BANKALAR VE KAMU İDARELERİ TARAFINDAN YAPILACAK OLAN SİGORTALILIK KONTROLÜ İLE KURUM VE KURULUŞLARDAN BİLGİ VE BELGELERİN ALINMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK  incelendiğinde de  1. Maddesi ile yönetmeliğinin amacının  ;

           “Bu Yönetmeliğin amacı; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 8 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 100 üncü maddesi gereğince, bankalar ve kamu idareleri ile diğer kurum ve kuruluşların, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etme yükümlülüğü ile Kurum tarafından kişilerin sosyal güvenliklerinin sağlanması, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre Kurum alacaklarının takip ve tahsili ve 5510 sayılı Kanunla Kuruma verilen görevlerin yerine getirilmesi ile sınırlı olmak kaydıyla; bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişiler, kamu kurumları, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan münferit ya da yapılacak protokollerle bilgi ve belge isteme yetkisine ilişkin  usul ve esasları düzenlemektir.” Şeklinde düzenlendiği görülmektedir.

          Dayanak olarak sunulan , 100. madde ve buna göre çıkarılan yönetmelik İncelendiğinde açıkça görüleceği üzere bu maddede işverenler değil 3. Şahıslar ve kuruluşlar hakkında düzenleme yapılmıştır. Bu madde ile ilgili yönetmelik incelendiğinde de istirahat raporları söz konusu dahi değildir.

       Kurumun bu uygulaması ile  KANUNSUZ SUÇ VE CEZA OLMAZ ilkesi ihlal edilmektedir.

       Bu nedenle bu cezaların kanuna aykırı olduğu kanaatindeyiz.

         SGK NIN BU PARA CEZASI UYGULAMASININ KANUNDA YER ALMAMASI EN BÜYÜK UYGUNSUZLUK İSE DE ; “turpun büyüğü heybede” FIKRASINI HATIRLATACAK BİÇİMDE SGK BU CEZA UYGULAMASINI KENDİ ÇIKARDIĞI  2010/66 SAYILI GENELGESİNE  DAYANDIRMIŞTIR.

        Yine hayretler içinde kaldık…

        Şimdi SGK ‘ nın para cezası konusu yaptığı “kanununa aykırılığını dahi gözetmeden” kendi çıkardığı bu genelgeyi inceledik…

        SGK ‘nın  2010/66 sayılı  genelgesi incelendiğinde “Çalışılmadığına dair bildirim girişi “ başlıklı 2. Bölümünde ; Bu türden sigortalıların aldıkları rapor döneminde çalışılmadığına dair  kurumun haberdar edilmesine yönelik İŞVERENLERİN İPC İLE KARŞILAŞMALARININ ÖNLENMESİNİ TEMİNEN KONU İLE İLGİLİ SGK İL MÜDÜRLÜKLERİNCE İŞVERENE YAPILMASI GEREKEN  BİR BİLDİRİM ZORUNLULUĞU GETİRİLMİŞTİR.

       SGK  Bu bildirim mükellefiyetine dayanak olarak; SİGORTALILARIN İSTİRAHAT BELGELERİNİ İŞVERENE SUNMAMIŞ OLMA İHTİMALİNİ GÖSTERMİŞ , SİGORTALILARIN RAPORLARI ÜNİTENİZE İNTİKAL ETTİĞİ HALDE BİLDİRİM YAPILMAMIŞ HALLERDE İŞVERENE YAZILI BİLDİRİ YAPILARAK BU BİLDİRİDEN İTİBAREN 5 İŞGÜNÜ İÇİNDE BİLDİRİM YAPILMASI İSTENECEĞİ TÜM İL MÜDÜRLÜKLERİNE EMREDİLMİŞTİR . BU SÜRE İÇİNDE BİLDİRİ YAPILMAMASI HALİNDE İPC UYGULANABİLECEKTİR.

          KANUNDA DAHİ YERİ OLMAMASINA KARŞIN YİN DE İŞVERENE ÖNCE BİR İHTAR YAPILACAĞI KURUMUN KENDİ GENELGESİ İLE EMREDİLMİŞTİR.VE SGK BU PARA CEZALARINI YAPARKEN “NE YAZIK Kİ “ HİÇ BİR İŞVERENE BU BİLDİRİMİ YAPMAMIŞTIR.

           Değerli okurlarımız ,,,işte bu yüzden  BU TÜRDEN SAĞLIK RAPORU BİLDİRİLMEDİ GEREKÇESİ İLE TAHAKKUK ETTİLEN İDARİ PARA CEZALARINA 15 GÜN İÇİNDE KURUMA İTİRAZ EDİLMESİNİ ÖNERMEKTEYİZ.

         SGK MUHTEMELEN BU İTİRAZINIZI YUKARIDA YAZDIĞIM GEREKÇELER İLE REDDEDECEKTİR.

         İşverenlerimiz hiç yoktan İdare Mahkemesinde dava yoluna zorlanmaktadır…

        Dileğimiz en kısa sürede SGK’ nın bu uygulamaya son verip önce işverene bildirim yapmasıdır.